Cumartesi, Haziran 17, 2006

Ölümsever mi ,Vatansever mi?



Geçenlerde Perihan Mağden'in yazısı nedeni ile yargılandığı davaya girerken kapıda malum vatanseverler yine protesto gösterilerini eda ettiler.Bunda bir tuhaflık yok.Zaten alıştırıldık bu derin toplum psikolojisine.
Ama insanı tuhaf eden, kutsal ölüm annelerinin''Şehit annesi olma hakkımı elimden alamazsınız ''demeleri...
Bu nasıl bir haktır anlamakta zorlandım.Bu nasıl bir kutsallıktır ki yaşamı değilde ölümü yüceltir.Bu nasıl bir devran ki neredeyse tamamı yoksul olan bu şehit anneleri yaşama ,yaşamaya dair bir hak için sokağa dökülmezde ölüm hakkı için bütün yüreği ile bağırır.Bu nasıl bir kullanılış biçimi.Bu hiç mi içinizi acıtmaz vatan seviciler...
Madalyonun diğer yüzünde bir başka itilmiş ,yaşamın kıyısına sürülmüş anne resmi var.Annelik kimliğinden başka hiç bir kimliği toplumda kabul görmeyen yine aynı yoksullukla yok sayılmışlıkla yüzyüze...Onlarda kendilerine ''yurtsever'' diyorlar.
Çıkarın ölü bedenlerindeki giysileri.Ne kalıyor geriye. Ölümle eşitlenmiş iki insan bedeni.Oysa suyun altına çamur birikmiş.Ve birileri herzaman karıştırıyor bir çomakla suyu.Yaşamlarındaki bu kadar benzerlik silinip kayboluyor o bulanık suda...
Tüm bu yaşamdan kopup,ölüme yakın duruşumuz,korku toplumuna dönüşmemiz daha önce okuduğum Erich Fromm 'un bir kitabını hatırlattı.Kitaplardan aldığım notları karıştırdım.Şimdi onlardan alıntılar aktaracağım.(Sayfa belirtemeyeceğim. Kitap elimde değil)Ardından yine aynı kitaptan alıntıladığım küçük bir şiirle bitireceğim:
''Yaşamı boğan,kısıtlayan paramparça eden, herşey kötüdür.''
''Özgür insan ölümü herşeyden az düşünür.Onun bilgeliği ölüme değil,yaşama yoğunlaşmasından doğar.''(Spinoza)
''Katıksız ölümsever delidir, katıksız yaşamsever de aziz.''
''Yaratma,kurma ,şaşabilme ve göze alabilme özgürlüğü...Bu özgürlüğü tadmak için etkin ve sorumlu bir birey olmak gerekir.''
''Sevgi, hadım edilme korkusu,kıskançlık,sadizm gibi önemli olgularla ezilen sınıfların yöneticilerine boyun eğmeye hazır olmaları gibi kitlesel olguları Freud,-narsisizm-kavramıyla anlatmıştır.''
''Nevrozlu kişi ,kendisinden hep nefret edildiğinden,kötülüğe uğrayacağından vb. korkar.Gene de bunların kendi kuruntuları olduğunu bilir.''
''Kişi kendini tanrılaştırmaya çalıştıkça kendini diğer insanlardan soyutlar.Bu soyutlama onu daha da korkak yapar.Bunların sonucunda doğan korkuya dayanabilmek için kişi gücünü, acımasızlığını ve narsisizmini gittikçe arttırır.''(Korku toplumuna giden yolu iyi açıklıyor sanırım.)
''Demokrasi,insanın özgürleştiği ve eleştirel aklın damgasını bastığı toplumlara özgüdür.''
''Bilimsel yöntem nesnellik ve gerçekçilik gerektirir.Dünyayı kendi istek ve korkularımıza göre çarpıtmadan,olduğu gibi görmeyi zorunlu kılar. Eleştirel bir biçimde düşünebilme, deneylere girişme,kanıt bulma gereksinimi duyma, kuşkulu bir tutum edinme özelliklerini sağlar.Bunlar narsisist eğilime karşıt tutumlardır.''
''Aşırı narsisist topluluk kendini özdeşleştirebileceği bir önder bulmak ister.''
''Yaşamın tamamiyle denetlenebilir olması için herşeyin ölü olması gerekir.Ölümsever kişi yaşamı denetlenebilir kılmak ister.''
''Yaşama hizmet eden herşey iyidir. Ölüme hizmet eden herşey kötüdür.''

Yaşam ve ölüm sevgisinin gelişmesi için gerekli koşullara buradan bakınız.Şimdi şiir:

'Farkettim gücümün
belleğimde saklı olduğunu...
Farkettim herşeyin değiştiğini
herşeyin küçük olduğunu...''


Kaynak:Erich Fromm/Sevgi ve Şiddetin kaynağı

Hiç yorum yok: