Kapitalizm, ücretli
emek sömürüsüne dayanan, yegane ereği kâr etmek, ve kârı artırmak olan,
canlı olan her şeyi ölü nesnelere, metalara dönüştüren, kullanım
değerinin yerini değişim değerinin aldığı, var olabilmek ve varlığını
sürdürebilmek için sürekli büyümek zorunda olan, toplumun temel üretici
güçlerinin ve yaşam araçlarının dar bir sermaye sınıfının elinde olduğu,
her türlü ahlâkî değere yabancılaşmış [ahlâk dışı değil ahlaksız],
parasal ve maddi olan, hesaplanabilir-ölçülebilir olan dışında hiçbir
insanî değere itibar etmeyen, eşyanın onu üreten insandan daha değerli
sayıldığı, ekonomik olanın politik sosyal ve kültürel olanın önüne
geçtiği, araçlarla amaçların ters-yüz olduğu, öküzün arabanın arkasına
koşulduğu... tuhaf bir uygarlıktır...
Aslında söz konusu
olan, bir birey olarak kapitalistin denetlemesi mümkün olmayan cehennemî
bir yarıştır, dolayısıyla, bir birey olarak kapitalistin iradesinin bir
kıymet-i harbiyesi yoktur. Kapitalist patron büyük bir servete sahip
olsa, büyük bir zenginliği denetlese de son tahlilde kendi mantığına
göre işleyen bir çarkın sadece bir dişlisidir. Bu yüzden toplumun kapitalizmden kurtuluşu, kapitalistlerin de kurtuluşu olacaktır dense yeridir...
Fikret Başkaya
Yeni Paradigmayı Oluşturmak