Salı, Kasım 23, 2010

Ne’m Kaldı

    Türkçe'de, güzel sevdasını  bu kadar içli, sade, vurucu ve ender ahenkte dile getiren müthiş ozan.
    Buyrun, buradan yak'ın :




Terkeyleyim seni hey kaşı keman, 
Vefası olmayan yârda ne’m kaldı. 
Hiç mi yok sevdiğim göğsünde iman, 
Beni mecnun eden yârda ne’m kaldı. 


Felek benden beter etsin hâlini, 
Ben ölürsem yadlar sarsın belini, 
Garip bülbül güle versin meylini, 
Figanım arttıran yârdan ne’m kaldı. 


Akar gözüm yaşı bir dem silinmez, 
Ko başım sağ olsun yâr mı bulunmaz, 
O yârin yanında kadrim bilinmez, 
Kadrimi bilmeyen yârda ne’m kaldı. 


Karacaoğlan der ki severim candan, 
Can esirgemezdim cananım senden, 
İşittim sevdiğim vazgeçmiş benden, 
Giderim gurbete daha ne’m kaldı.

             ------  0  ------


Şurda bir güzelin salınışını, 
Selviye benzettim, dallar içinde. 
Irmak kenarında, derya yüzünde ,
Kuğuya benzettim, göller içinde. 

Yürü güzel yürü, yolun basmazlar, 
Söyledip de şirin dilin kesmezler, 
Güzel sevmiş deyi çekip asmazlar,
Koy ben de söylenem diller içinde. 

Benim yarim gelişinden bellidir, 
Ak elleri deste deste güllüdür, 
Eşinden ayrılan neden bellidir, 
Gezer melil melil iller içinde. 

Alına da deli gönül alına, 
Ciğerciğim aşk oduna deline, 
İller atlas giye, çıkıp salına, 
Ko, ben de kalayım çullar içinde. 

Karac'oğlan der ki, işim zar m'ola, 
Aşk kemendi boynumuza dar m'ola, 
Acep yarim gibi güzel var m'ola, 
Hakk'ın yarattığı kullar içinde.

Salı, Kasım 02, 2010

Güzel, Ne Güzel Olmuşsun


Güzel ne güzel olmuşsun
Görülmeyi görülmeyi...
Siyah zülfün tel tel olmuş,
Örülmeyi örülmeyi...

Bahçende gülün güllenmiş,
Şeyda bülbülün dilenmiş,
Koynunda memem kirlenmiş,
Emilmeyi emilmeyi...

Mendili yudum arıttım,
Gülün dalında kuruttum,
Adın ne idi unuttum,
Sorulmayı sorulmayı...

Seğirttim ardından yettim,
Eğildim yüzünden öptüm,
Adın bilirdim unuttum,
Çağırmayı çağırmayı...

Benim yarim bana küsmüş,
Zülfünü gerdana dökmüş,
Muhabbeti benden kesmiş,
Sevilmeyi sevilmeyi...

Çağır Karac'oğlan çağır,
Taş düştüğü yerde ağır,
Yiğit sevdiğinden soğur,
Sarılmayı sarılmayı...



...........................



Nedendir de kömür gözlüm nedendir
Şu benim geceler uyumadığım?
Çetin derler ayrılığın derdini,
Ayrılık derdine doyamadığım.

Dostun bahçesine yad eller dolmuş,
Gülünü toplarken fidanın kırmış,
Şurda bir kötünün koynuna girmiş,
Şu benim sevmeye kıyamadığım.

Kömür gözlüm seni sevdim sakındım,
İndim has bahçeye güller sokundum,
Bilmiyorum nerelerine dokundum,
Bir belli haberin alamadığım.

Karac'oğlan der ki yandım da öldüm,
Her deliliği ben kendimde buldum,
Dolanıp da kavil yerine geldim,
Kavil yerlerinde bulamadığım...