Pazartesi, Nisan 23, 2007

Sensations


Bu eşsiz güzellikte şiirin Türkçeleşmiş versiyonları:


-- Arthur Rimbaud--

Duyum

Ekili tarlalardan, mavi bir yaz akşamı
ince otlar üstünde yollara düşeceğim.
Dalmışım, bir serinlik alacak tabanımı
uçuşsun saçlarım yele koyvereceğim.

Düşünmeyeceğim hiç, tek söz etmeyeceğim.
Beni yüceltecektir bitmek tükenmez sevi.
Başıboş uzaklarda, eriyip gideceğim.
Doğayla mutluyum ben, sanki kadınla gibi.


Türkçe: Faruk Sur

His

Gezineceğim mavi yaz akşamı patikalarda,
Ezerek cılız otları, benekli buğdaylar arasından
Dalgın, serinliğini hissedececeğim ayaklarımda!
ık başımı terk edeceğimkanmaya rüzgara!

Konuşmayacağım, asla düşünmeyeceğim.
Fakat hudutsuz bir aşk kaplayacak benliğimi;
Ve ben bir çingene gibi, uzağa çok uzağa gideceğim,
Tabiatın koynunda bir kadınla yaşar gibi.

Türkçe: Oğuz Arıkanlı

Özlem

Mavi yaz akşamlarında, özgür, gezeceğim,
ayaklarımın altında nemli, serinrlar;
Başakları devşirip, otları ezeceğim,
kayıp arıtacak çıplak başımı rüzgar;

Ne bir söz,ne düşünce, yalnız bitmeyen bir düş
Ve yüreğimde sevgi; büyük, sonsuz, umutlu,
Çekip gideceğim, çingene gibi, başıboş
Doğada, -bir kadınla birlikte gibi mutlu.

Türkçe : (?)

Duyum

Mavi yaz akşamları, patikalarda, dalgın,
Gideceğim sürtüne sürtüne buğdaylara.
Ayaklarımda ıslaklığı küçük otların
kasın, bırakacağım başımı rüzgara.

Ne bir şey düşünecek, ne bir laf edeceğim;
Ama sonsuz bir sevgi dolduracak içimi;
Göçebeler gibi uzaklara gideceğim;
Mes'ut sanki yanımda bir kadın varmış gibi

Türkçe: Orhan Veli

Cumartesi, Nisan 21, 2007

Yoksulların Ölümü

Ölüm, avutan da -ne çare ki- yaşatan da;
Hayatın sonu; yine de tek ümit, tek güven;
Bizi bir iksir gibi kavrayan, sarhoş eden;
Karda kışta, boralar, tipiler arasında.
 
Akşamlara kadar didinmek gücünü veren;
Parıldayan tek ışık, kapkaranlık dünyada;
Dört kitabın yazdığı o koskocaman handa
Mümkün artık doyup, dinlenip uyuyabilmen.
 
Sihirli parmaklarla, üstüne titreyerek,
Uykuların en güzelini getiren melek;
Yoksulun, çıplağın yatağını yapan eller.
 
Tılsımlı ambar; tanrıların şerefi, şanı;
Yoksulun dağarcığı ve en eski vatanı;
Bilinmedik göklere açılan tâk-ı zafer.
 Charles Baudelaire
Türkçe: Orhan Veli
Fotoğraf : Kevin Carter

Çarşamba, Nisan 18, 2007

Kurusa Fidanın


Kurusa fidanın güllerin solsa,

Gönlümde solmayan gülümsün benim.

Yaprakların gazel olsa dökülse,

Daha taze fidan dalımsın benim.


Ağarsa saçların belin bükülse,

Birer birer hep dişlerin dökülse,

Kurusa vücudun canın çekilse,

Yine şu gönlümün yarisin benim.

Neşet Ertaş

Salı, Nisan 17, 2007

Gazi Mustafa Kemal Atatürk

Türk, öğün, çalış, güven! demiş a,
Şimdilerde çalışan parasız, pulsuz
Çalışıyor paralıya,
Güvenen varsa, parasına güveniyor,
Üstyanı, öğün babam öğün!

Dövün babam dövün!

Can Yücel

Resim : D. Gürbüz Ekşioğlu

Pazartesi, Nisan 09, 2007

İki Makedon Şarkısı


Ayde Vino Piyam

Şarap içerim öylesine

aslında rakının tiryakisiyim.
Bir atım var, toy bir at;

binerim eve gitmek için,
beni genç bir dilberin kapısına götürür.
Ama kırılası kapılar sımsıkı kilitli.
Kuş değilim, üzerinden uçayım.

Yılan değilim, altından sürüneyim.

--0--

Se Rasplakal StarBel Dedo


Koca dede sızlanıyordu
yaşlandı da saçlarına ak düştü diye,

artık sevilecek yanı kalmamış mıydı?


Neda Nine gördü onu,

hoş sözlerle gönlünü avuttu :

Sus be dede. ağlama.

Biz de genç değil miydik bir zamanlar;
sevişirdik, birbirimize sarılırdık...

Koca dedenin yüzü güldü,

Neda Nineye sarıldı

bir güzel öptü.

Kaynak:Ayde Mori (Albüm) / Kalan Müzik/
Muammer Ketencoğlu-BrennaMaccrimmon-
Sumru Ağıryürüyen-Cevdet Erek

Çarşamba, Nisan 04, 2007

Ey Aymaz!

Ey aymaz! Gördüğün bu beden bir hiçtir,

Şu şatafatlı gökkubbe de bir hiçtir.

Hoş ol ki bu Kurulup-Dağılma yurdunda:

Bir nefestir alacağın , o da hiçtir.


Kimi boş sözlerle böbürlenip durma,

Kimi cennet köşkleri, kimi huri sevdasında.

Şu sır perdesi kalktığında anlaşılır ki:

Hepsi yaşayıp gitmiş bir hayal dünyasında.


Ey molla, fetfa veren vara yoğa!

Senden daha ayığız şu sarhoşluğumuzla.

Sen halkın kanını içersin,biz üzümün,

İnsaf et, kim daha zalim allah aşkına?


Girme şu insan alçaklarının hizmetine,

Konma sinek gibi her yiyeceğin üstüne,

Bir lokmayı katık et, yürek kanını iç de

Etme mihnet başkalarının ekmeğine!


Sevincin kökü bizde, gamın kaynağı biziz,

Sermayeyi vermişiz zulmün elindeyiz,

Hem altız hem yüce, hem tamız hem de eksik,

Hem paslı aynayız, hem Cem'in kadehiyiz.


Kendini bilene canımı versem az gelir,

Ona tapsam yüzümü sürsem yeridir

Cehennem nedir, bilmek ister misin? Dünyada

Cahille sohbet, cehennemin ta kendisidir.


Evim barkım, köşküm var diye övünme!

Ömür dediğinse zaten efsane.

Bu sel yatağında niye ev kurarsın?

Niye mum yakarsın bu rüzgarlı yerde?

Ömer Hayyam

Türkçe:Ahmet Kırca

Ömer Hayyam Rubaileri/ Ötüken/2. Basım

Salı, Nisan 03, 2007

Yüzünü Dökme Küçük Kız


Yüzünü dökme küçük kız,
Bırak üzülmeyi.
Yalnız sen misin bir düşün,

Unutan sevilmeyi.


Her siyahın bir beyazı,

Gecelerin gündüzü de vardır.

Yüzünü dökme küçük kız,
Kızma onlara.
Yalnız sen misin bir düşün,

Zincir oranda buranda.


Her tutsağın bir kaçışı,
Uykunun uyanışı da vardır.

Yüzünü dökme küçük kız,

Yaşamın anlamını bul.
Sonra dinle kendini,
Yolunu bul.


Bülent Ortaçgil

(şarkı)