Salı, Şubat 27, 2007

Özgür Eğitim


Stirner'in The Ego and His Own'da yazdığı gibi, ''Düşünce sadece benim onu her an, ölüm tehlikesine sokma kuşkusunu duymadığım zaman; onun kaybından kendim için bir kayıp olduğu
korkusunu taşımadığım ; bu kaybın kendimden bir kayıp olduğu korkusunu duymak zorunda olmadığım zamanlar bana aittir. ''Kişinin kendini kurtaramadığı düşünceye, yani bireye sahip olan düşünceye Stirner '' kafadaki tekerlek '' ''kişiye ne yapmasını söyleyen ahlaki buyruk '' adını verir.
Bu birey tarafından kullanılmaktan çok, iradeyi kontrol eden düşünce, bireyi kullanan bilgidir.

Stirner için kendi kendine sahip olma ''kafadaki tekerleklerin'' ortadan kaldırılması anlamına geliyordu. Bu '' Eğitimimizin yanlış ilkesi'' nde geliştirdiği bir temaydı. Stirner ''özgür insan '' ile
'' eğitilmiş insan '' arasında bir ayrım yapıyordu. ''Eğitilmiş insan'' için bilgi , karakterin biçimlendirilmesinde kullanılıyordu; ona dinin , devletin , ya da insanlığın sahip olmasına izin veren, kafadaki tekerleğe dönüşüyordu. '' Özgür insan ''için bilgi, seçimin kolaylaştırılmasında
kullanılıyordu.

''Birisi özgürlük düşüncesini uyandırırsa'' diye yazıyordu Stirner :
''Özgür insanlar aralıksız olarak kendini özgürleştirmeye devam edecekler;ancak, bunun tersine; birisi onları sadece eğitirse, kendilerini her zaman en eğitimli en kibar şekilde koşullara uyduracaklar ve kölece sürünen ruhlara dönüşeceklerdir.''

Stirner, modern toplumun en önemli sorununun, toplumun özgür insanlar yerine eğitimli insanlarla dolu olması olduğuna inanıyordu.
Kaynak :Özgür Eğitim/ Joel Spring/ Ayrıntı Yayınları/ Ocak 1991

------------------oooooooooo-------------------

180.

Akılla bir söyleşim oldu dün gece :
Dedim : Ey akıl , ey her bilginin anası!
Soracaklarım var cevap verir misin?
Zordayım, bir yol gösterir misin?
Dedim :Şu yaşamdan bıktım. ne yapsam?
Dedi : Biraz daha yan ve dayan!
Dedim : Anlat bana, nedir şu yaşamak?
Dedi : Bir düş, bir görüntü , bir kaybolmak.
Dedim : Ağaya , beye hizmet nedir?
Dedi : Az zevke karşılık çok dert çekmektir.
Dedim : Şu zalimler yok mu, kim bunlar?
Dedi : Kurt, köpek, çakal, makal da var.
Dedim : Biraz daha anlat, bunlar neyin nesi?
Dedi : Üç beş sevgisiz, üç beş kötü niyetli.
Dedim : Bu deli gönül ne zaman akıllanacak?
Dedi : Daha var, biraz kulağı burkulacak.
Dedim : Beğendin mi Hayyam'ın sözlerini?
Dedi : Güzel laf etmiş , sayıp dökmüş derdini.
Ömer Hayyam
Rubailer / Ömer Hayyam
Türkçe: Ahmet Kırca


Rüzgarın Fısıldadıkları :
Neşet Ertaş / Karlı Dağlar

Kanat Genişliği : Özgürlük hükümette değil özgür kişinin yüreğinde bulunabilir./J.J.Rousseau

Pazartesi, Şubat 19, 2007

Hoş Bir Anekdot


Sokrates'e yolda karşılaştığı bir adam hayatın anlamını sorunca ,çağırıyor onu. Bir kova dolusu suyun içine kafasını sokturuyor.Çokça çırpınmaya başlayınca çıkartıyor. ''Bu soru seni böyle çırpındıran bir mesele haline gelince, gel yine sor'', diyor.
Kaynak: Bir köşe yazısında saptanmıştı.



Kanat Genişliği :''Kaynayan cehennemleri bırakıp, hazır cennetlere kaçmak , herşeyden önce benim yapıma uygun değildi. Biz yaşadığı cehennemi , cennete çevirmeye talip insanlardandık.'' Hrant Dink

Pazar, Şubat 18, 2007

Dönüş


71
Esrarlı rüyalar gibi
Evler uzun bir sıra;
Sessizce yürüyorum,
Sarılmış paltoma.

Katedral kulesinde saat
Demin vurdu on ikiyi;
Hoşluğu, güzelliği, öpüşleriyle
Bekliyor beni, sevgili.

Yol arkadaşımdı ay,
Fenerim oldu dostça;
İşte evimin önündeyim
Sevinçle seslendim yukarıya:

''Çok teşekkür, eski dost
Aydınlattın yolumu;
Seni fazla tutmayayım,
Götür başka yerlere nurunu!

Bulursan bir sevdalı,
Dertli bir aşk garibi,
Var git onu teselli et,
Eskiden beni ettiğin gibi.''
1823-24
Heınrıch Heıne
Türkçe: Behçet Necatigil
Kaynak: Şarkılar Kitabı/Heınrıch Heıne/YKY

Rüzgarın Fısıldadıkları: Tom Waits/ Bottom Of The World
Kanat Genişliği: ''Barışa giden yol yoktur. Barışın kendisi yoldur.'' A. J. Muste

Cumartesi, Şubat 17, 2007

Sonsuz ve Öbürü



En değerli saatlerinizi bana ayırdınız
sağolunuz efendim.

Gökyüzünün sonsuz olduğunu bana öğrettiniz,

öğrendim.
Yeryüzünün sonsuz olduğunu öğrettiniz,

öğrendim.

Zamanın boyutlarının sonsuzluğunu ve havanın bazen kuşa döndüğünü öğrettiniz,
öğrendim efendim.
Ama sonsuz olmayan şeyleri öğretmediniz efendim.

Baskının, zulmün, kıyımın, açlığın,
bir yerlere kıstırılıp kalmanın, susturulmanın,
aşk mutluluğunun ve eski hesapların,

aritmetiğin bile...


Bunları bulmayı bana bıraktınız,

size teşekkür ederim.
Turgut Uyar