Salı, Temmuz 01, 2008

Geçmiş Yaz'dan



I

Taze bira, yasemin kokan
Yaz sonlarında bir akşam,
O deniz kenarı küçük lokantada
Dalıp gidişini hiç unutmam.

Göğe vuran panayır ışıkları,
Kestane fişekleri, çarkıfelekler,
Şavk içinde yüzen gemiler limanda.
Farlar, sokak lâmbaları altında.
Ağaçların hışırdayan aydınlık yaprakları,
Kaç defa bir fayton seni beni alıp dolaştırdı
O ışıklar, yeşiller, denizler arasında.

Yanında mahzunluğumu arttıran
Aşkımdı, doymadığım aşkımdı!
Ne kadar öpsem okşasam
kalçaların, yarı açık dudakların
Alacakaranlık bakışlarındı.


II

Pamuk seksen beşten yüz otuza fırladı
Kimin umurunda?
Bizim önem verdiğimiz tek şey varsa
Çini mavisi göklerin, imbatın tadı.
Gökyüzü her sabah masmavi üstümüzde
İmbat her akşam bağrımıza ılgıt ılgıt esiyordu ya...
(...)

Necati Cumalı


Kanat Genişliği :
Kahramanlar, insanın görüşünü sınırlar. Askeri üniformalar
gibidir kahramanlar. Gençler onlar gibi olmaya özen gösterirler. Onlara öykünürler. Hepimiz kahramanların okuduğu bütün kitapları okuruz. Kahramanlarımızın giydiği giysileri giyer, onlar gibi konuşmaya özeniriz.Onlar gibi içer ya da içmeyiz. Kahramanlar, insanın tüm özgürlüğünü elinden alırlar.
Bize her şeyi dikte ederler. Tüm kahramanlar totaliterdir. Sonsuz yaratıcılık yeteneğimizi hadım ederler.Özgür bir insanın kahramanları olamaz, çünkü kahraman statükoyu simgeler. Taklit edilmesi gereken bir modeli simgeler. Bir kahramana olan gereksinimimiz, kendi içimizdeki güvensizlikten doğar.Kahramanlar bizi sakatlayarak yönetirler. Totaliter bir toplum kahramansız , modelsiz varolamaz. Özgür bir toplum ise kahramanlarla varolamaz.
/ Gündüz Vassaf

Gediğine Uyan : "Yalaka inek kasabın bıçağını yalar."

Hiç yorum yok: