vaktinden evvel kararıyor hava,
denize doğru iniyor bulutlar,
ince bir yağmur başlıyor birden.
Palamut iskelesiymiş burası
milattan önce kimbilir kaç yılında.
Arkamda yalçın bir tepe,
birkaç sütun, zeytinlikler.
Yavaşça, denizin derinliklerinden
volkanik bir ada yükselircesine,
Elsa geliyor yine aklıma.
Nasıl yenilebildim koşullara!
Gemilere palamut yükleyenler,
palamutu toplayanlar, gemiciler,
hiç biri yok artık.
Sadece mendirek ve zeytinlikler.
RONİ MARGULİES
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder