Bu hafta sonu , gazete ve dergiyle zaman geçirdim .Ne vakittir yolumu gözleyen express ve birikim sayıları bundan ziyadesi ile memnun oldu sanırım.Tam ki bunaldım Muğla'ya kaçmaya karar verdim pazar öğle sonrası.Hem saçımda yük olmaya başlamıştı ,kestiririm dedim. Evde yiyecek kuru ekmek kalmıştı.Alış verişte cabası olur dedim...Sinemaya gitmek aklımda yoktu. Ama Önünden geçerken ''Operadaki Hayalet '' filmi ilgimi çekti.Girmeye karar verdim.Benden önce, hani şu Muğla'da dizi film çekiyorlar ya,onun oyuncusu sanırım ,-izlediğimden değil ,televizyonda birkaç kez görmüşüm-, bir bayanla aynı filme bilet aldı .Derken salonun önünde film saatini beklemeye başladık. Ne olduysa onlar vazgeçip çıktılar. Ben tek kaldım .
Saat geldi. İçeri girip tek başıma koltuğa kuruldum . Oh! yerim pekte güzeldi.Birazdan makinist geldi:
-Operadaki hayaleti'mi izleyeceksiniz?
-Evet.
Sonra dışarı çıktı.Birazdan yine geldi:
-Siz teksiniz .Filmi izlemek istiyor musunuz?
-Valla, izlemek için geldim .yoksa burada işim ne?
Benim müzik sevmediğime kanaat getirmiş olacak ki :
-Baştan sona müzik,fazla bir şey yok.Ama yine de izlemek istiyorsanız...
-Ben izlemek istemesem burada olmazdım zaten. Ama sizi de zor durumda bırakmayayım ,diyerek dışarı yöneldim.Onlarda rahat bir nefes aldı.
-Muğla alacağın olsun bir hafta sonu zevki yaşayacaktık.Ben Muğla'yı beğendirmeye çalışırken bunu Öncül'e nasıl anlatırım şimdi....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder