Salı, Mart 03, 2009

Çağdaşlık


Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda temel hedef olarak ortaya konulan "muasır medeniyete" yeni Türkçeyle söyleyecek olursak "çağdaş uygarlık" düzeyine ulaşmak gerçekten de üzerinde düşünülmesi gereken bir kavram.

Çağdaş uygarlık düzeyi, çağdaş demokrasinin bütün kural ve kurumlarıyla yaşaması demektir. Askeri darbe yapmamak, askeri darbe girşiminde bulunmamak, yapmış olanları yargılamak demektir. Çağdaş uygarlık düzeyi Şemdinli'nin, Susurluk'un, Madımak Oteli'nin olmaması demektir.Çağdaş uygarlık düzeyi gazetecinin haber kaynağını ele geçirmek için askeri savcıların Nokta dergisini basmaması, yani basın özgürlü demektir. Çağdaş uygarlık düzeyi, medyanın tekelleşmemesi; halkın haber alma özgürlüğünün sağlanması demektir.Çağdaş uygarlık düzeyi düşünce özgürlüğünün önündeki bütün engellerin kaldırılması yani 301. maddeyi savunmamak demektir. Orhan Pamuk'u Nobel için tebrik etmek demektir.

Çağdaş uygarlık düzeyi işkencenin, yargısız infazların, F tipi cezaevlerinin olmaması demektir. Çağdaş uygarlık düzeyi işçi haklarının, sendikal hakların eksiksiz ve tam olması demektir. Çağdaş uygarlık düzeyi ordunun siyasetin dışında kalması sadece "yurt savunmasıyla" ilgilenmesi demektir. Çağdaş uygarlık düzeyi üniversitelerin birer kışlaya dönüştürüldüğü, bilimsel özerkliğin ayaklar altına alındığı YÖK'ten kurtarılması demektir.

Çağdaş uygarlık düzeyi tarikatların siyasetin temel dayanağı haline getirilmemesi demektir, çağdaş uygarlık düzeyi PKK'yla mücadele adına aşiretlerle devletin işbirliği içine girmemesi demektir, çağdaş uygarlık düzeyi imam yetiştirmek için kurulan imam hatip liselerinin imamdan başka herşey yetiştirmemesi demektir. Çağdaş uygarlık düzeyi siyasetin bir rant alanı olarak kurulmaması, her iktidarın kendi kadrolarını devlete yerleştirmemesi demektir. Çağdaş uygarlık düzeyi liderler sultasına yasal zemin sağlayan siyasal partiler yasasının değiştirilmesi, halkın iradesini yansıtmayan seçim yasasının değiştirilmesi demektir. Çağdaş uygarlık düzeyi demokrasiyi sadece "sandık"tan ibaret görmeyen, katılımcı bir demokrasiyi savunmak demektir.

Çağdaş uygarlık düzeyi, ulusal gelirde, çocuk ölümlerinde, okuma yazma oranında, kadın erkek eşitliğinde, işssizlik oranında, iş güvencesinde, gelir dağılımında, bölgesel eşitsizlikte, çevre kirliliğinde dünya standartlarını yakalamak demektir.

Çağdaş uygarlık düzeyi kimsenin dini, ırkı, etnik aidiyeti farklı diye baskı görmemesi, eşit yurttaşlar olarak kabul edilmesi demektir. Çağdaş uygarlık düzeyi devletin bir resmi ideolojisinin olmaması kimsenin buna uymaya zorlanmaması demektir.

Çağdaş uygarlık düzeyi ekonominin IMF'ye, Ordunun NATO'ya, dış politikanın ABD'ye bağımlı olmaması yani bağımsız bir ülke olmak demektir.

Çağdaş uygarlık düzeyi laik olmak demektir. Devletin bütün dinler ve mezhepler karşısında tarafsız olması din ve vicdan hürriyetini güvence altına alması demektir.

Ankara'da yüzbinler toplanmış olabilir, önemli bir olaydır ama aynı yüzbinlerin ne için o alanda toplandıkları da çok önemlidir. Gerçekten "çağdaş uygarlık" düzeni için mi? Eğer öyleyse her gün çağdaş uygarlığın tepelendiği toplumsal koşullara neden tepki gösterilmiyor? Yoksa "türban" siyasal islamın olduğu kadar, bütün bunların eleştirisinin üstünü örten bir "simge" mi?

Birgün Gazetesi / B. Forta / Muasır Medeniyet / 16 Nisan 2007


EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu





Hiç yorum yok: