Pazar, Şubat 15, 2009

İnanç Ahlakı


Bir gemi sahibi, denize bir göçmen gemisi göndermek üzereydi. Gemisinin eski, yapımının da kötü olduğunu, çok kereler denize açılıp çok yerler gördüğünü, sık sık onarım gerektirdiğini biliyordu. Kimi kişiler kendisine, o geminin denize açılmayacak kadar çok eski ve bakımsız olduğu yolunda kuşku beslediklerini söylüyorlardı. Bu kuşkular, aklını kuşatmaya onu mutsuz etmeye başlamıştı. Belki de diye düşünüyordu, gemiyi kızağa çektirip ne denli çok para tutarsa tutsun iyice bir elden geçirtmeliyim. Ne var ki gemi denize açılmazdan az önce, bu karamsar düşüncelerden kurtulmayı başarmıştı. Kendi kendisine, geminin bir çok kötü hava koşullarına dayandığını ve bir çok yolculuğu güvenle tamamladığını ve bu yolculuktan sağ salim dönmeyeceğini düşünmenin anlamsız olduğunu söyleyip duruyordu. Yurtlarını bırakıp şanslarını başka yerde denemeye çıkan bu mutsuz aileleri koruyacağı kuşkusuz olan Tanrı'ya güvenmeliydi. yapımcı ve müteahhitlerin dürüstlüğü konusunda beynini kemiren bu yersiz kuşkuları bir kenara atacaktı. Böylelikle geminin tümüyle güvenli, sefere hazır olduğuna içtenlikle inandırdı kendini. Limandan ayrılışını gönlü ferah, içi; yolcuların yeni evlerinde huzur bulmaları yolunda iyi dileklerle dolu olarak izledi. Gemi okyanusun ortasında battığında da sigortadan parasını aldı. Ne söyleyebiliriz bu adam için? Elbette ki, onca insanın ölümünden sorumlu olduğunu. Gemisinin sağlamlığına içtenlikle inanmış olduğu doğru; ne var ki inancının içtenliği onu hiç bir şekilde haklı çıkarmaz; çünkü öylesi bir kanıta inanmaya hiç hakkı yoktu. İnancını sabırla araştırmak yoluyla dürüstçe edinmemiş, kuşkularını bastırmakla yetinmişti.
William K. Clifford

İnanç Ahlakı ( 1874 )
Türkçe : Miyase Göktepeli


EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

Hiç yorum yok: