Salı, Kasım 02, 2010

Güzel, Ne Güzel Olmuşsun


Güzel ne güzel olmuşsun
Görülmeyi görülmeyi...
Siyah zülfün tel tel olmuş,
Örülmeyi örülmeyi...

Bahçende gülün güllenmiş,
Şeyda bülbülün dilenmiş,
Koynunda memem kirlenmiş,
Emilmeyi emilmeyi...

Mendili yudum arıttım,
Gülün dalında kuruttum,
Adın ne idi unuttum,
Sorulmayı sorulmayı...

Seğirttim ardından yettim,
Eğildim yüzünden öptüm,
Adın bilirdim unuttum,
Çağırmayı çağırmayı...

Benim yarim bana küsmüş,
Zülfünü gerdana dökmüş,
Muhabbeti benden kesmiş,
Sevilmeyi sevilmeyi...

Çağır Karac'oğlan çağır,
Taş düştüğü yerde ağır,
Yiğit sevdiğinden soğur,
Sarılmayı sarılmayı...



...........................



Nedendir de kömür gözlüm nedendir
Şu benim geceler uyumadığım?
Çetin derler ayrılığın derdini,
Ayrılık derdine doyamadığım.

Dostun bahçesine yad eller dolmuş,
Gülünü toplarken fidanın kırmış,
Şurda bir kötünün koynuna girmiş,
Şu benim sevmeye kıyamadığım.

Kömür gözlüm seni sevdim sakındım,
İndim has bahçeye güller sokundum,
Bilmiyorum nerelerine dokundum,
Bir belli haberin alamadığım.

Karac'oğlan der ki yandım da öldüm,
Her deliliği ben kendimde buldum,
Dolanıp da kavil yerine geldim,
Kavil yerlerinde bulamadığım...

Hiç yorum yok: