...Bana söyleyiniz, insan kendinden nefret ederse, birini sevebilir mi? kendi kalbiyle barışık olmazsa başkalarıyla iyi geçinebilir mi? kendi varlığından canı sıkkın ve yorgun ise topluluğa hoşluk getirebilir mi? bu soruların hepsine cevap vermek için deliliğin kendinden daha deli olmak lazımdır. ben toplumdan dışlanırsam, insan başkalarına katlanmak şöyle dursun, kendi kendine katlanamayacaktır. kendiyle herhangi bir ilişkisi olan her şeyden tiksinecek ve şahsı, kendi gözünde bir kin, iğrenme ve nefret konusu olacaktır. zira, genellikle anadan daha çok üvey ana olan doğa, bütün insanlara ve özellikle biraz bilgelik sahibi olanlara, ellerinde olana karşı isteksizlik göstermeyi, olmayana hayranlık duymayı emreden talihsiz bir eğilim vermiştir. bu uğursuz eğilim, hayatın bütün faydalarını, bütün güzelliklerini, bütün çekiciliklerini, bozar; son olarak hayatı da tamamen mahveder. ölmezlerin insanlığa verebildikleri en kıymetli armağana; güzelliğe sahip olan, kendi kendinin hoşuna gitmezse neye yarar?
...
Deliliğe Övgü /Erasmus
Kendini Suda Gören Geyik
Geyiğin biri kendini görmüş de
Bir kaynağın tuttuğu aynada,
Güzel boynuzlarına hayran olmuş;
Ama ardından pek üzülmüş
Çöp gibi bacaklarını görünce;
Eriyip gidecekler neredeyse suda.
-Bir şu başa bak, bir de şu ayaklara,
Demiş geyik, baktıkça dertlenerek;
Alnımda yükselen güzelim ormanı
Bu sıska bacaklar mı gezdirmeliydi?
Geyik tam bunları söylerken
Koca bir av köpeği sökün etmez mi!
Can derdine düşmüş o zaman;
Dar atmış kendini ormana.
Başındaki süs, olmuş mu başına bela:
Bacakları kurtaracak geyiği ,
Ama boynuzları bırakmıyorlar ki;
Takılıp engel oluyorlar boyuna...
O zaman dank etmiş geyiğin kafasına
Ve lanet okumuş, tanrının her yıl
Ona bol bol yolladığı armağanlara.
Faydalıyı küçümser, taparız güzele;
Güzelse çoğu kez başımızı yer...
İlahi geyik, nasıl kötülersin
Seni kuş gibi uçuran o ayakları da
Başına dert açan boynuzları översin!
La Fontaine
Türkçe:Sabahattin Eyuboğlu
Foto:Bahattin Ulusoy/Hareket Anı
www.fotokritik.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder