Pazar, Kasım 05, 2006

Eski Bir Rüya


Seni bir rüyada neden gördüm bunca yıl sonra bilmiyorum.Hangi iz, hangi im taşıyıp getirdi seni aklın yitik, çıkmaz sokaklarından.Ama tekrar gördüğüme sevindim.
Güzeldin yine, inkar edilemez ,kumral belki biraz sarıya çalan saçların ve yeşil miydi, mavi miydi unuttuğum gözlerinle... Sadece, o bakışın tortusu aklımda kalmış.
Herkesin güzel bulabileceği kumaştan olduğun kesindi ve yalnız sen vardın.Aileni pek sevmezdim. Çünkü onların ufku yabancısı olduğum dünyalara aitti. Seni de çok fazla tanıdım diyemem. Ama aynı okulda ve bazı yıllar aynı sınıfta bulunmanın verdiği tanıdıklık yabana atılamaz.
Güzelliğini babandan almış olamazdın.Anneni ise hiç görmedim,göremezdim zaten.
Büyük kardeşin işe yaramazın biriydi.Kavgalarını duyardım.Hatta birine bizzat tanığım: Bir kıza laf atmak davasından, bir araba dayak yediydi.
Evinizin yerini bilirdim.Yoldan görünmezdi ama. Başka bir ev perdelerdi önünü.
Evet aynı okula giderdik , aynı sınıfa .Günün birinde taşınıp, başka bir şehre gidiverdiniz.Sen varken en güzel sendin.Sen çekip gidince, başkalarına kaldı en güzellik, yerin boş kaldı. Hani, duygularının çeşitli biçimlerde aktığı insanlarda duyumsanan türden. Kesilmiş bir ağacın bıraktığı boşluk gibi yani...
Yerinde yeni ağaçlar büyüdü sonra...
2000/

Uzakta

Anlatmak isterdim o anıyı...

Ama silindi artık...Sanki bir şey kalmamış-
uzakta kaldı çünkü,ilk gençlik yıllarımda.

Sanki yasemindendi teni...

O, Ağustos gecesi-Ağustos muydu?- gecesi...
Artık pek az anımsıyorum gözlerini, sanırım maviydiler...
Ah ! Evet maviydiler; gökyakut mavisi.

K. Kavafis
Çev.:H. Millas- Ö. İnce

Hatırlama

Sen akşamlar kadar büyülü, sıcak,
Rüyaların kadar sade ve güzeldin,
Başbaşa uzandık günlerce, ıslak

çimenlerinde yaz bahçelerinin.


Ömrün gecesinde sukun, aydınlık,
boşanan bir seldi avuçlarından.
Bir masal meyvesi gibi paylaştık mehtabı,
kırılmış dal uçlarından.


Ahmet Hamdi Tanpınar

Hiç yorum yok: