Perşembe, Şubat 28, 2008

Sardunyalar


New York'ta
yaz aylarına dair hatırladığım tek şey
insanların güneş binaların öte yanında batarken
akşamları yangın merdivenlerine çıkışları,
kimi serinlikte sessizce otururken
kimi de uzanıp
uyur merdivenlerde.

Ve pencere pervazlarının
çoğunda
sardunya saksıları ya da
kırmızı sardunyayla dolu
teneke kutular olur,
yarı giyinik insanlar
yangın merdivenlerinde dinlenirken
kırmızı sardunyalardan
geçilmez ortalık.

Anlatılacak şey
değildir aslında,
görmek gerekir.

Başka hiçbir yerde asılı olmayan
devasa ve rengarenk
bir tabloyu
andırır.
Charles Bukowskı
Kaybedenin Önde Gideni/Parantez Yayıncılık/ Avi Pardo


Salı, Şubat 26, 2008

Gençlik Elden Gitmeden

"...Ovidius'tan önce anlatılan öyküye göre, musiki delisi keçi ayaklı Pan, bütün gün ormanda dolaşır, akşamüzeri bir su başında durup elindeki çoban kavalıyla hiçbir canlının hatta kuşların bile terennüm edemeyeceği güzellikte şarkılar çalardı.Bu alaycı ve oyunbaz tanrı, ormanda yolunu kaybetmiş insanları korkutmaktan büyük keyif duyardı. Pan yine bir gün ormanda dolaşırken vadinin kuytuluklarında, güzel, dokunaklı bir genç kız sesi duydu. Oracıkta musalardan ( esin perileri ) şarkı öğrenmekte olan genç kızın adı Ekho idi. Kalabalıklardan hoşlanmayan, tanrı olsun , insan olsun herkesten kaçan Ekho'yu görünce, Pan'ın içinde dayanılmaz bir sevgi uyandı. Sevgisine Karşılık alamayınca da genç kıza akıl almaz oyunlar oynamaya kalkıştı. Kaba ve korkunçtu. Oralarda ne kadar çoban varsa hepsini topladı. Yandaşlarıyla tuzak kurup kızın yolunu kesti. Büyük bir gürültü seli içinde parça parça ettikleri cesedini dört bir yana dağıttılar. O günden sonra Ekho gürültü ve haykırışların olduğu her yerde işitildi. Musiki belleğini yitirmiş olduğundan şarkılar söyleyemiyor, yalnızca kulağına çarpan sesleri tekrarlıyordu..."
Cemal Ünlü " Gel Zaman Git Zaman " / Pan Yayıncılık )Kaynak : Sema / Ekho ( Albüm )


665

Dökülmüş olsa da gençliğinin çiçekleri,
Gelip çatsa da en kötü çağ; güz , bitse yaz,

Görme şaçlarına düşen akları,
Ne yaş, ne de bunlar önemli sevilince.
Daha nice ürünler verir tarla, işlemesini bil.
Sevin, sevilin gençlik elden gitmeden.
Ovidius
Aşk Sanatı / Payel Yayınevi İsmet Zeki Eyuboğlu






Pazar, Şubat 24, 2008

Köle Ruhlular


Bugünlerde anlamına daha çok vakıf olduğum bu şiiri köle ruhlulara ithaf edelim buradan.Bir taraftan da yineleyelim:
1. Başeğmenin simgesi , başkaldırının simgesi olamaz hiç bir zaman."Kendine müslümanlar" başkasının işini, aşını, özgürlüğünü düşünmez. 2."Tapınak"da meydanlarda kendi vatandaşına bayrak sallayarak modern, ilerici , vatansever olunmaz. 3. Birinci ve ikinci gruptakileri kapsayacak biçimde belirtelim: Özgürlük ve modernite sizin davranışlarınızda ifade bulduğundan çok daha değerli, onurlu, insanca olgulardır.
Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim, 
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim, 
midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi
              korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
 
Koyun gibisin kardeşim, 
gocuklu celep kaldırınca sopasını 
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani, 
hani şu derya içre olup 
deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf.
 
Ve bu dünyada, 
bu zulüm senin sayende. 
Ve açsak, yorgunsak, 
alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek
için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, 
canım kardeşim! 
Nazım Hikmet
1947
Resim : Goya /Mayısın 3'ünde Mayo

Cuma, Şubat 22, 2008

Yılmam


"Yeryüzünü gül bahçesine çevirmekten
Daha güzeldir bir insanı sevindirmen.

Bin kulu azat edenden daha büyüktür

Bir hür insanı iyilikle kul edebilen.


Dünya üç beş bilgisizin elinde;

Onlarca her bilgi kendilerinde.

Üzülme; eşek eşeği beğenir,
Hayır var sana kötü demelerinde.

Girme şu alçakların hizmetine,

Konma sinek gibi pislik üstüne.

İki günde bir somun ye, ne olur!

Yüreğinin kanını iç de boyun eğme."

Ömer Hayyam
Sabahattin Eyuboğlu
/Bütün Dörtlükler/Cem Yayınları
"İyi bir düzen olsaydı dünyada,
Doğru tartılsaydı insan onuru,
Dünya sevilen dünya olurdu,
Erdemli insanlar kalmazdı bir köşede.

Özgürlük yoluna girmezsen,
Bu yolda koşmazsan vargücünle,
Yıkamazsan yüzünü kanında yüreğinin,
Yarın avucunu yalarsın."
Ömer Hayyam

A. Kadir /Bugünün Diliyle Hayyam/Say Yayınları
"Kahpe felek, yılmam senden, ne yaparsan yap,
Er ya da geç öleceğiz, niye ölümden korkmak?
Bizim içinse tüm nimetleri dünyanın,
Kaygım budur ancak: İnsanca yaşayamamak!"

Ömer Hayyam
İbrahim Edip




Pazar, Şubat 17, 2008

Trajedi

1
Kaç benle ve karım ol,
Yüreğimde dinlen;
Irak yaban elde yüreğim

Sana babaevi olsun ve vatan.


Benle gelmezsen, ben ölürüm burda o zaman-

Ve yalnız kalırsın , tek başına sen;

Babaevinde de kalsan

Yine yaban eldeymiş gibi kalacaksın, yaban.


2

Bahar gecesi bir kırağı düştü,

Narin mavi çiçekciklere.
Soldular kurudular.


Bir oğlanın bir kıza gönlü düştü,

Gizlice kaçtılarevden ıraklara,

Ne baba haberdardı ne de ana.


Aşıklar bir oraya bir buraya göçtü,

Yoktu talihleri,

Mahvoldular, öldüler.


3

Mezarlarında bir ıhlamur durur,

İçinde kuş bıcırtısı, akşam yeli hışırtısı.

Altındaki yeşil alanda oturur,
Değirmenci yamağı ve sevgilisi.


Yeller, öyle yumuşak ve öyle ürpertici hışırdar,

Kuşlar, öyle öyle tatlı ve hüzünle bıcırdar,

Yarenlik eden aşıklar, susar aniden

Ve ağlarlar, nedenini bilmeden.

Heinrich Heine
Almanya. Bir Kış Masalı / Serdar Dinçer
/ Yayınevi yok



Cumartesi, Şubat 09, 2008

Hiç Yenilmeden


Olgun,kendisine hakim,öylesine ki
Ne yoksulluk korkutur onu , ne ölüm, ne zindan;
Tutkulardan sıyrılmış, şereflere gözü tok;
İçine kapanmış , toparlanmış , yalın bir küre olmuş.
Pürüzsüz yuvarlanır bir başına,
Talihe tutamak vermeden , hiç yenilmeden.

Horatius